GORAŞETİ (Gürcüce: გორაშეთი; okunuşu: “goraşeti”), tarihsel Klarceti bölgesindeki yerleşim yerlerinden biridir. Bugün Artvin ilinde, Ardanuç ilçesi sınırları içinde bir köydür. Köyün adı 1925 yılında Kutlu olarak değiştirilmiştir.
Goraşeti, Ardanuç kasabasını kuzeydoğusunda yer alır. Kasabaya 30 km uzaklıktadır. Çevresinde Samtskaro (Yukarıırmaklar), Ustameli (Ustalar) ve Karsnia (Kapıköy) köyleri bulunmaktadır.

KÖYÜ ADI
Köyün bilinen en eski adı Goraşeti’dir. Bu ad bazı Gürcüce kaynaklarda Goreşeti (გორეშეთი) ve Goroşeti (გოროშეთი) olarak da geçer. Goraşeti adı Türkçeye Goraşit (كوراشیت) olarak girmiştir (1:300). Rus idaresi ise 1886 yılında köyün adını Goroşet (Горошет) biçiminde kaydetmiştir (2). Türkçe yazılış biçimi geç dönemde Koreşit’e (قورەشیت) dönüşmüştür (3:115). Köyün adı 1925’te Kutlu olarak değiştirilmiştir. Bununla birlikte resmi yayınlarda uzun süre yeni adıyla birlikte “Kutlu (Göreşet)” biçiminde eski adı da yazılmıştır. Goraşeti adı halk arasında bugün de kullanılmaktadır.
Goraşeti, Gürcüce Goraşidze (გორაშიძე) ya da Goroşidze (გოროშიძე) adlı aileden gelir ve Goraşidzelerin yurdu demektir. Goraşeti’nin eskiden bu adı taşıyan bir ailenin köyü olduğu anlaşılmaktadır.

DEMOGRAFİ
Osmanlılar 1551 yılında ele geçirdiği ve livaya dönüştürdüğü Ardanuç’un bir köyü olan Goraşeti’nin en erken dönem nüfusu, 1574 tarihli Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan adlı Osmanlı tahrir defteri üzerinden verilebilir. Bu deftere göre köyde 13 hane yaşıyordu ve 13 hane de Hıristiyan olarak kaydedilmiştir. Her hanenin 5 kişiden oluştuğu varsayılırsa, Karsnia’da 65 kişinin yaşadığı ortaya çıkar. Defter-i Mufassal-i Liva-i Ardanuç adlı 1595 tarihli Osmanlı tahrir defterinde ise, hane sayısı 6’ya düşmüştü ve 4 hane Hıristiyan, 2 hane Müslüman olarak kaydedilmiştir. Osmanlı idaresi altındaki köyden 7 hanenin dinsel nedenlerden dolayı muhtemelen Gürcistan’a göç etmiş olmalıdır (4).
Goraşeti’de kadın ve erkek nüfusu ilk kez Rus idaresince 1886 yılında tespit edildi. Bu tespite göre köyde 51 hanede 295 kişi yaşıyordu (2: 5:26). Goraşeti, dört köyü kapsayan ve tamamı Gürcülerden oluşan Karsnia nahiyesinin nüfus açısından en büyük köyüydü. Nahiyenin toplam nüfusunun (753 kişi) %39’u bu köyde yaşıyordu ve hane başına ortalama 5.8 kişi düşüyordu.
Goraşeti’nin 1921’de Türkiye sınırları içinde kalmasından bir yıl sonra köyde 62 hane ve 409 kişi kaydedilmiştir (6). Bu tarihte köyünün nüfusunun tamamen Türklerden oluşması, 1886 yılından sonra Goraşeti’nin demografik yapısının değiştirildiğini göstermektedir. Dört yıl sonra köydeki hane sayısı 70’e, nüfusu da 440 kişiye yükselmiştir (7:141).
Köyün nüfusu 1935’te 496 kişi, 1965’te 652 kişi olarak tespit edilmiştir. Köyde günümüzde yaklaşık 100 kişi yaşamaktadır.
Petobani köyünden 73 yaşındaki Şah İsmail Demirel, muhtemelen sözlü geleneğe dayanarak köyün kuruluşuna ilişkin bilgi aktarmaktadır. Bu sözlü gelenekten ayrıca Petobani ile Goraşeti köylerinin birbiriyle ilişkili olduğu anlaşılmaktadır. yaşındaki Şah İsmail Demirel’in sözleri, Petobani köyünde bugün de kullanılan iki mevki adını ifade etmesi açısından da önemlidir. Bununla birlikte Gürcüce “çala” (ჭალა), “kana” (ყანა), “kala” (ყალა) kelimelerinin birbirine karıştığı da görülmektedir. Öte yandan “Ayşın Kilisesi” bazı kelimelerin saptanması da doğru olamayabilir. Anlatıcının papaz değil de keşiş kelimesi kullanması, söz konusu köyde bir manastırın bulunmasına işaret ediyor olabilir.
Şah İsmail Demirel’in konuşması özetle aktarılmıştır (7:05’ten itibaren):
“Goraşet’in Bağları’nda bir kale var ya, o kalenin sahibi, buraya gelmiş, burada oturmuş, burasını bir köy yapmış. Onun için petvi demek, Gürcüce demektir. Zemo kana, patara kana… Zemo kana yukarı tarla, patara kana aşağı tarla demek. Eskilerden bir nesil oturmuş, buraya bir köy olarak Ahısha’dan gelmiş, bizim esas gelişimiz Ahısha’dan. Ahısha Türklerindeniz. Buranın esas yerlisi Petvi, şu Goraşet’in Bağları’nda oturan var ya, Petoban, onun için Petoban demişler. Büyük hizmetleri var buraya. Bir de Ayşın Kilisesi’ne, orada oturan keşişe şıra yollamış, Ayşın’ı sana bahşiş edeyim demiş. O da ben de sana Petvi’yi bahşiş edeyim demiş. Ama burada oturan köy olarak Ahısha’dan gelme, bizim neslimiz. Bunlar Müslüman Gürcü ha, Gürcülerin gâvuru da var Müslümanı da…” (17 Mart 2020)

TARİHÇE
Tao-Klarceti yer alan Goraşeti’de kale ve günümüzde ortadan kalkmış olan iki kilise, buranın Osmanlı döneminden hayli öncesine ait bir yerleşme olduğunu göstermektedir. Osmanlıların ele geçirmesinden sonra Gürcü köylerinde kilise inşa edilmediği de bilinmektedir. Goraşeti, 1551 yılında Osmanlıların eline geçti ve yeni kurulmuş olan Ardanuç livasına bağlandı (4). 1709 (Hicri 1121) yılında ise, Çıldır Eyaleti içinde Ardanuç livasının Ardanuç nahiyesine bağlı bir köy olarak kaydedilmiştir (1:133,300). Osmanlılar köyü, birleşik Gürcü Krallığı’nın parçalanması sırasında bağımsız devlete dönüşen Gürcü prensliği Samtshe-Saatabago’dan (1268-1625) 1578’de ele geçirmiştir.
Yaklaşık üç yüz yıl Osmanlı egemenliğinde kalan Goraşeti’yi 93 Harbi’nde (1877-1878) Ruslar ele geçirdi. Rus idaresinde Goraşeti, Artvin sancağına (okrug) bağlı Ardanuç kazasının (uçastok) bir köyüydü. Karsnia, Konturomi, Soliana ve Ustameli köyleriyle birlikte Karsnia nahiyesini oluşturuyordu (2). Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Rus idaresinin son bulmasının ardından bir süre bağımsız Gürcistan’ın sınırları içinde kaldı. Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgal etmesinin hemen sonrasında Sovyet Rusya ile Ankara Hükümeti arasında 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’yla Goraşeti Türkiye’ye bırakıldı (8:II.41).

Goraşeti, 1922 tarihli nüfus cetveline göre Artvin vilayetinin merkez kazasına bağlı Ardanuç nahiyesinin bir köyüydü. Adının Kutlu olarak değiştirilmesinden sonra, 1926’da da aynı idari konuma sahipti (6; 7:141). Ardanuç 1950 genel nüfus sayımında Çoruh (Artvin) vilayetinin kazası olmuş, Goraşeti de bu kazanın Tütünlü bucağına bağlı bir köy olarak kaydedilmişti (9:136).
“Dokuzu çeyrek geçe yola koyulduk; Çedila’ya değil, yüksekteki dağın arka tarafına, harabelerin olduğu yere. Dursun Hoca geldi ve bize beş yıl önce gördüğü, üzerinde yazı olan kocaman taşı anlattı. Bilmediğimiz bir yolda 25 dakika yürüdük; yolun fark edilmeyen bir yokuşu vardı. Önce Tsit-kani yamaçlarında yol aldık. Tsit-kani yamaçları ile harebelerin olduğu yer arasında, daha küçük bir dağ var; ne var ki bu dağın adını bilmiyorlar. Bu dağın karşı tarafına geçtik. Sağ tarafta, uzakta Petobani’yi geride bıraktık; sonra kilise yıkıntılarıyla birlikte Goraşeti Bağları’nı ve yukarıda, yine bizim sağımızda ama ileride ise Goraşeti var.” (9 Ağustos 1904).
Kaynak: Niko Mari, Şavşeti ve Klarceti Gezi Günlükleri (Gürcüce), Batum, 2015, s. 280.
TARİHSEL YAPILAR
Köydeki en önemli tarihsel yapı, büyük ölçüde günümüze ulaşmış olan Goraşeti Kalesi’dir. Ayrıca köyde iki kilisenin varlığı bilinmekle birlikte bu yapılar yok edilmiştir.

Goraşeti Kalesi, köyün kuzeyinde, Goraşeti Bağları (bugün Bağlar mahallesi) arasında alçak bir tepede yer alır. Köy yerleşmesine 4 km uzaklıktadır. Goraşeti Kalesi (35 x 40 m) büyükçe bir kaledir. Dikdörtgene yakın bir plan üzerinde inşa edilmiştir, ama duvarları eğri hat izler. Kalenin yapımında kabaca yontulmuş iri taşlar kullanılmıştır. Duvarların bir kısmı harç kullanılmadan örülmüş; bir kısmı ise kireç harcıyla inşa edilmiştir. Kalenin batı yönünde büyük bir giriş kapısı vardır. Doğu tarafında ise küçük bir giriş kapısı bulunmaktadır. Kalenin içinde yapıların bulunduğu anlaşılmaktadır. Duvarların kalınlığı iki metredir. Kuzey duvarları çok fazla zarar görmüş olmasına rağmen, diğer duvarlar 6-8 metre yüksekliğe kadar günümüze ulaşmıştır. Goraşeti Kalesi, Türkçe bazı kaynaklara “Petrik İsman Kalesi” adıyla anılmaktadır. (9:95). Kale 1996 yılında koruma altına alınmış, ancak sonraki yıllarda herhangi bir şey yapılmamıştır. Bir köyü kalenin mekânındaki “odalar”ı hatırladığını, sonra bu mekânda uzun süre köylülerin samanlıklarının bulunduğunu belirtmiştir (10:95).
Goraşeti köyünün doğu tarafında, köyün camisine yaklaşık 800 metre mesafede, otların arasında kireç harcı barındıran yapı kalıntıları vardır. Köylülerin verdiği bilgiye göre eskiden burada kilise bulunuyordu. Ayrıca köyün Bağlar kısmında ikinci bir kilisenin varlığından söz edilmektedir. Niko Mari de 1904 yılındaki araştırma gezisi sırasında bu kilisenin yerini not etmiştir. Ne var ki kiliseden günümüze bir şey kalmamıştır (10:95).
KAYNAKÇA:
1. ^ Defter-i Caba-i Eyalet-i Çıldır 1694-1732 (Gürcüce ve Osmanlıca), (Yayıma hazırlayan) Tsisana Abuladze, Tiflis, 1979.
2. ^ “Ardanuç kazası (1886 Yılı)” (Rusça).
3. ^ Muvahhid Zeki, Artvin Vilayeti Hakkında Malumat-ı Umumiye, 1927.
4. ^ Zaza Şaşikadze, “16. Yüzyılın İkinci Yarısında Ardanuç” (Gürcüce), 2018.
5. ^ Roland Topçişvili- İnga Ğutidze, XIX. Yüzyıl ve XX. Yüzyıl Başlarındaki Rus Belgelerinde Şavşeti ve Klarceti Yer Adları (Gürcüce), Tiflis, 2019.
6. ^ Nurşen Gök, “Artvin Livası’nın Anavatan’a Katılışı Sırasındaki Durumuna İlişkin Belgeler”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 41, Mayıs 2008, s. 89-104.
7. ^ Muvahhid Zeki, Artvin Vilayeti Hakkında Malumat-ı Umumiye, 2010 (Birinci baskı 1927).
8. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt.
9. ^ 1950 Genel Nüfus Sayımı, Ankara, 1954.
10. ^ 2015 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2016.