DADAŞENİ (Gürcüce: დადაშენი; okunuşu: “dadaşeni”), tarihsel Tao-Klarceti‘nin Kola bölgesinde yer alan yerleşim yerlerinden biridir. Günümüzde Ardahan iline bağlı Göle ilçesinin bir köyüdür. Köyün adı zaman içinde Dedeşen’e dönüşmüştür.
Kura Nehri’nin sağ kıyısında yer alan Dadaşeni, Göle kasabasının kuzeybatısındadır. Kasabaya 18 km uzaklıktadır. Çevresinde Uruti (Bellitepe), Semzeleki (Yeleçli), Konki (Kuzupınarı), Korevenki (Köprülü), Çolpeneki (Serinçayır) ve Keşari (Dedekılıc) adlı köyler bulunmaktadır.
KÖYÜN ADI
Dadaşeni, köyün bilinen en eski adıdır. Bu yer adı, 1595 tarihli Osmanlı tahrir defterinde Datiş (داتیش) biçiminde yazılmıştır (1:I.294). Bu defterde benzer ad taşıyan başka bir köy ise, Dadiş (دادیش) olarak geçer (1:I.178). Gürcü tarihçi Ekvtime Takaişvili 1907 yılında Dadaşeni hakkında bilgi verirken, Gürcü coğrafyacı Vahuşti’nin (1696-1757) köyden Dadeşi olarak söz etiğini belirtmiştir (2:10). Dadaşeni köyünün Türkçeye Datiş ya da Dadiş olarak girdiğini bu bilgi de göstermektedir. Doksanüç Harbi’nde (1877-1878) Osmanlılardan bölgeyi ele geçiren Ruslar ise, köyün adını Dadaşen (Дадашен) olarak kaydetmiştir (3). Rus idaresi sırasında Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı Kaonstantine Martvileli köyün adını Dedaşeni (დედაშენი) biçiminde yazmıştır (4). Dadaşeni ya da Dedaşeni’nin Türkçe yazılışı zamanla değişime uğramış ve Dedeşen’e dönüşmüştür. Nitekim 1928 tarihli Osmanlıca köy listesinde Dedeşin (دەدەشین) ve 1940 genel nüfus sayımında Dedeşen olarak geçer (5:771; 6).
Dadaşeni’nin anlamı konusunda belli başlı kaynaklarda bilgi mevcut değildir. Bununla birlikte bu yer adı iki kelimeden oluşur ve Gürcüce “şeni” (შენი) yerleşme, köy anlamına gelir. Köyün muhtemelen diğer adı Dedaşeni ise, “ana köy” anlamına gelir. Köyün Dedaşeni adını taşıması, buranın orta çağda piskoposluk merkezi olmasıyla ve ana köy sayılmasıyla ilişkili olabilir. Gürcistan’da bugün de Ahalşeni (ახალშენი), Tamaraşeni (თამარაშენი) gibi “-şeni” ile biten pek çok yer adı vardır. Tarihsel Kola bölgesinde de Turkaşeni adını taşıyan bir yerleşme bulunmaktadır.

DEMOGRAFİ
Dadaşeni’nin en erken döneme ait nüfusu, 1595 tarihli Osmanlı tahrir defteri üzerinden verilebilir. Bu tarihte köyde 10 hane kaydedilmiştir. Her hanede ortalama 5 kişinin yaşadığı kabul edilirse, köyün nüfusunun 50 kişiden oluştuğu ortaya çıkar. Vergi yükümlüsü olarak kaydedilmiş Gaguça, Badura, Elia, Kakala, Lomkatsi, Bidzina ve Papuna gibi erkek adları bu tarihte Dadaşeni’nin bir Gürcü köyü olduğunu göstermektedir (1:I.178; II:177).
Doksanüç Harbi’nde (1877-1878) bölgeyi ele geçiren Rusların 1886 tarihli nüfus sayımına göre Dadaşeni’de 262 kişi yaşıyordu. Nüfusun tamamı “Türk” olarak kaydedilmiştir (3). 1595 Osmanlı tahrir defterine göre bir Gürcü köyü olan Dadaşeni’de Gürcü nüfusunun ortadan kalkması, köyün eski sakinlerinin asimile olup Türkleşmesi ya da buraya yeni bir nüfusun yerleştirilmiş olmasıyla açıklanabilir. Bununla birlikte, Rus idaresi sırasında Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli 1917 yılında köyde 56 hanede 521 Müslüman Gürcünün yaşadığını belirtmiştir (4). Rus idaresindeki Dadaşeni’de yaşayan insan sayısı sonraki yıllarda artmış ve köyün nüfusu 1896’da 307 ve 1906’da 395 kişi olarak tespit edilmiştir (7:112).
Dadaşeni kötümün nüfusu 1935 gelen sayımında 674 kişiye ulaşmıştı (8:101). Günümüzde bir mahalle olan Dadaşeni’de yaklaşık 450 kişi yaşamaktadır.

TARİHÇE
Erken ortaçağda piskoposluk merkezi olan Dadaşeni’deki Dadaşeni Kilisesi’nin kuruluş tarihine bakarak Dadaşeni’nin çok eski bir yerleşme olduğu söylenebilir. Bu kilisenin inşa edildiği 9. yüzyılda Dadaşeni, Gürcü krallığı sınırları içinde yer alıyordu. Dadaşeni’nin de bulunduğu Tao-Klarceti bölgesi 1080 yılında Büyük Selçuklular tarafından istila edildi. Dadaşeni, Didgori Savaşı’ndan (1121) sonra birleşik Gürcistan krallığının egemenliğine girdi. Daha sonra bu devletin yerini alan ve Gürcü atabeglerin yönettiği Samtshe-Saatabago’nun (1268-1625) sınırları içinde kaldı. 16. yüzyılın ortasında yarısında Osmanlıların eline geçti. Osmanlıların eline geçince Dadaşeni köyü Gürcü Ortodoks Kilisesi’ne bağlı Dadaşeni Piskoposluğu’nun merkeziydi ve bu tarihte piskoposluğun faaliyetleri de son buldu. Çıldır Eyaleti sınırları içinde kalan Dadaşeni, 1595 tarihli Osmanlı mufassal defterine göre Çıldır Eyaleti’nde Hertvisi livasının Kenarbel nahiyesine bağlıydı (1:I.178). Geç tarihlerde Dadaşeni, bu eyaletin Çıldır livasının merkeziydi.

Dadaşeni, üç yüz yılı aşkın bir süre Osmanlı egemenliğinde kaldıktan sonra 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusya İmparatorluğu’nun eline geçti. Rus idaresinde Kars oblastında Ardahan sancağına (okrug) bağlı Göle kazasında (uçastok) yer alıyordu. Bu kazaya bağlı Karavenk (Koravenk) nahiyesinin (маркяз: merkez) on köyünden biri ve nüfus açısından da Karavenk’te sonra nahiyenin en büyük köyüydü (3). Rus idaresi sırasında köyü gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli 1917 yılında köyde yıkık bir kilisenin varlığından söz etmiştir (4).
Dadeşeni, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Rusların bölgeden çekilmesinin ardından bir süre bağımsız Gürcistan’ın sınırları içinde kaldı. Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgali sürerken Ankara Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’yla Türkiye’ye bırakıldı (9:II.41). 1928 tarihli Osmanlıca köy listesinde Dadaşeni, “Dedeşen” adıyla Kars vilayetine bağlı Göle kazasının merkez nahiyesine bağlıydı (5:771). 1992 yılında Ardahan il olunca, Göle ilçesi ve dolayısıyla Dadaşeni / Dedeşen de bu ilin bir köyü haline geldi.
DADAŞENİ KİLİSESİ ÜZERİNE BİR EFSANE
Gürcü tarihçi Ekvtime Takaişvili’nin aktardığına göre, 1843 yılında Dadaşeni’yi gezen Alman gezgin ve botanikçi Karl Koch Dadaşeni Kilisesi’ni halkın neden terk ettiğini sorunca, köylüler de şöyle bir efsane anlatmış: Gürcistan kralı Artanuci’de ikamet ediyorken, prensten Dadaşeni’de kendisi için bir yazlık saray ve kilise inşa etmesini istemiş. Kral Dadaşeni’ye gelince, prensin ilk önce kiliseyi inşa ettiğini görmüş. Kral ilk olarak neden saray yaptırmadığını sorunca, prens göklerin kralının yeryüzü kralından daha yüce olduğunu söylemiş. Kral öfkelenmiş ve bu sözleri kendisine söylemeye cesaret eden prensi kilisenin sütununa asmalarını emretmiş. Kralın emrini yerine getirmişler, ama bunu yapmakla kilisenin kutsallığına da leke sürülmüş. İnançlı insanlar bunun ardından kiliseyi terk etmiş, ama burada işlenmiş suç unutulmasın diye kilisenin duvarları hala ayakta tutuluyormuş. Kaynak: Ekvtime Takaişvili, 1907 Yılı Kola-Oltisi ve Çangli’de Arkeolojik Araştırmalar Gezisi (Gürcüce), Paris, 1938, s. 11-12.
TARİHSEL YAPILAR
Dadaşeni 10. yüzyılda kurulmuş olan Dadaşeni Piskoposluğu’nun merkeziydi. Piskoplosluk kilisesi olan Dadaşeni Kilisesi, 9. yüzyılda inşa edilmiştir. Köyün 300 metre batısında kalıntıları bulunan kilise, üç nefli ve kubbeli bir bazilikaydı. Dadaşeni Kilisesi yıkılmış, taşları köydeki caminin inşasında kullanılmıştır. Bölgeyi gezen Alman botanikçi ve gezgin Karl Koch bu kilisenin 1843 yılında da yıkık olduğunu yazmıştır. Düz bir alanda yüksekçe bir yerde kurulmuş olan yapı, 500 metre uzunluğunda bir sur-duvarla çevriliydi. Bu duvarın genişliği 50 – 100 metre arasında değişiyordu. Dadaşeni Kilisesi, bir tür kale olan bu surların içinde yer alıyordu. Kilise haç planlı ve doğu-batı yönünde uzun bir yapıydı. Kilisenin apsisi yarım daire biçiminde yapının dışına taşıyordu. Apsisin kuzey ve güney duvarlarından bölümler günümüze ulaşmıştır (10:108; 2:11-12; 11:162).
Dadaşeni Kilisesi’nin dışında köyde bir köy kilise daha vardır. Köyün merkezinin 3 km kuzeyinde bulunan tek nefli bu kilisenin bir kısmı günümüze ulaşmıştır (10:180).

Dadaşeni köyünde ayrıca üç kale bulunmaktadır. Bunlardan biri olan ve köyün kuzey kısmında yer alan 122×60 m ebatlarındaki kale harç kullanılmadan inşa edilmiştir. Piskoposluk kilisenin içinde bulunduğu tepedeki kalenin günümüze kalıntıları ulaşmıştır. Bir başka kale köyün yaylasında bulunur. Moloz taşlardan inşa edilmiş olan kale önemli ölçüde ayaktadır. Köyün merkezinin 600 m güneybatısında, 22×18 m ebatlarında küçük bir kale daha bulunur. Bu kaleden de geriye yıkıntılar kalmıştır (10:323).
KAYNAKÇA:
1. ^ Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan (Osmanlıca ve Gürcüce), (Yayımlayan) Sergi Cikia, Tiflis, 1941-1958, 3 cilt.
2. ^ Ekvtime Takaişvili, 1907 Yılı Kola-Oltisi ve Çangli’de Arkeolojik Araştırmalar Gezisi (Gürcüce), Paris, 1938.
3. ^ “Göle kazası (1886 Yılı)” (Rusça).
4. ^ Konstantine Martvileli, “Ardahan Bölgesinde” (Gürcüce), Sakartvelo gazetesi, 10 Ekim 1917, sayı. 222.
5. ^ Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928.
6. ^ 1940 Genel Nüfus Sayımı.
7. ^ Candan Badem, Çarlık Yönetiminde Kars, Ardahan, Artvin, İstanbul, 2018.
8. ^ 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul, 1937.
9. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt.
10. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, Tiflis, 2018.
11. ^ 2014 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2015.