Ança

ANÇA (Gürcüce: ანჩა; okunuşu: “ança”), tarihsel Klarceti bölgesindeki yerleşim yerlerinden biridir. Günümüzde Artvin ilinin Ardanuç ilçesinde yer alır ve adı 1925 yılında İncili (sonradan İncilli) olarak değiştirilmiştir.

Ança, Ardanuç kasabasının kuzeyinde yer alır. Kasabaya 18 km uzaklıktadır. Etrafında Ançkora (Anaçlı), Anakerti (Cevizli), Bice (Tütünlü), Basa (Yolüstü) ve Opiçala (Gökçe) adlı köyler bulunmaktadır. Ança ortaçağda Gürcü Ortodoks Kilisesi’nin piskoposluk merkezlerinden biriydi.

KÖYÜN ADI
Ança, köyün en eski adı olarak bilinir. Bazı kaynaklarda Ançi (ანჩი) olarak geçer (1). Türkçeye Anç (انچ) olarak girmiştir (2:114). 93 Harbi’nde (1877-1878) Tao-Klarceti bölgesini ele geçiren Ruslar da köyü Anç (Анч) olarak kaydetmiştir (3). Köyün adının 1925’te İncili olarak değişmesinden sonra da bazı resmi yayınlarda Türkçe Anç olarak yazılmıştır (4:43).

Ança eski bir Gürcü yerleşmesi ve piskoposluk merkezi olmakla birlikte, bu yer adının anlamı konusunda belli başlı kaynaklarda bilgi yoktur. Tiflis’teki Ançishati Kilisesi, Ança Kilisesi’nden götürlen ikondan (ხატი: hati) dolayı bu adı taşımaktadır.

Eski adı Ança olan İncilli köyü.

DEMOGRAFİ
Ança’nın en eski nüfus bilgisi 1574 tarihli Osmanlı tahrir defterinde yer alır. Köyün Osanlıların eline geçmesinden 25 yıl sonra yapılan bu tespite göre Ança’da 44 hane yaşıyordu. Her hanede 5 kişinin yaşadığı varsayılırsa, köyün nüfusunun 220 kişiden oluştuğu ortaya çıkar. 1595 yılında ise köyün hane sayısı 26’ya düşmüştü ve bu tarihte de İslam dinine gelen kimse yoktu. Bununla birlikte Ardanuç livasında başta Klarceti köyü olmak üzere köylerde halkı Müslümanlaştırma başlamıştı. Ança’daki 18 hane bundan dolayı Gürcistan’ın başka bölgesine göç etmiş olabilir (1).

Yaklaşık üç yüz yıl sonra, 1886 yılında Rus idaresinin tespitine göre Ança’nın nüfusu 76 hanede yaşayan 397 kişiden oluşuyordu. Bu nüfusun tamamı Gürcülerden oluşuyordu. Ança aynı zamanda dört köyü kapsayan bir nahiyeydi ve bu nahiyede, tamamı Gürcülerden oluşan 1.187 kişi yaşıyordu (3; 5:25).

Köyün Türkiye’ye bırakılmasından bir yıl sonra, 1922 yılında Ança’da 63 hane ve 270 kişi kaydedilmiştir. Bu sayımda Müslüman Gürcülerin “Türk” olarak yazıldığı görülmektedir. Öte yandan sözkonusuydu nüfusun 171’inin kadın, 99’unun erkek olması dikkat çekicidir (6). 1886 yılından sonra nüfusun artmayıp özellikle erkek nüfusun azalmış olması, Osmanlı ülkesine göç ve Birinci Dünya Savaşı’ndaki kayıplarla açıklanabilir. Köyün nüfusu 1926’da 294 kişiye, 1935 yılında da 367 kişiye yükselmiştir (7:141; 8:187). Bugün köyde yaklaşık 80 kişi yaşamaktadır.

Piskoposluk kilisesi olan Ança Kilisesi’nin kalıntıları. Fotoğraf: Buba Kudava,  Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Katalogu (Gürcüce), 2018, Tiflis.

TARİHÇE
Ança’nın kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte Giorgi Merçule’nin Grigol Hantsteli’nin Yaşamı adlı eserinde Ança Manastırı’nın 6-7. yüzyıllarda, Arap saldırılarından önce kurulduğu belirtilir. Bu bilgiden hareketle Ança’nın en geç 6. yüzyılda bir yerleşim yeri olduğu söylenebilir (9:37) Ança, 9. yüzyılda Gürcü Kilisesi’nin en erken kurulmuş piskoposluklarından birinin merkeziydi ve Ança Kilisesi de bu piskoposluğun kilisesi olarak faaliyet gösteriyordu (10:128). Ança Kilisesi’nin kurulduğu dönemde Ança Gürcü Krallığı yönetimindeydi. Geç ortaçağda birleşik Gürcü Krallığı, bu krallığın parçalanmasıyla bağımsız devlete dönüşen Samtshe Atabeyliği sınıları içinde kaldı. 16. yüzyılın ortasında Ança’yı Osmanlılar ele geçirdi. 16. yüzyılın sonunda Ança Ardanuç livasının bir köyüydü.

Uzun süre Osmanlı idaresinde kalan Ança, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusların eline geçti. Rus idaresinde Artvin sancağına (okrug) bağlı Ardanuç kazasının (uçastok) bir köyüydü. Ança aynı zamanda bu kazaya bağlı bir nahiye (сельское общество: kırsal topluluk) idi ve bu nahiye Ança dışında Anakerti, Ançkora ve Opiçala köylerini kapsıyordu. Ança nüfus açısından bu nahiyenin en büyük köyü konumuna sahipti (3). Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarında Rus idaresinin son bulmasının ardından bir süre bağımsız Gürcistan’ın sınırları içinde kaldı. Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgalini sürdürdüğü sırada, Sovyet Rusya ile Ankara Hükümeti arasında 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’yla Türkiye’ye bırakıldı (11:II.41).

Ança, 1922 tarihli nüfus cetveline göre Artvin livasının (vilayet) merkez kazasına bağlı Ardanuç nahiyesinin bir köyüydü. Adının İncili olarak değiştirilmesinden bir yıl sonra, 1926’da da aynı idari konuma sahipti (6; 7:141). Ardanuç, 1950 genel nüfus sayımında Çoruh (Artvin) vilayetinin kazası olmuş, Ança da “İncilli” adıyla bu kazanın Tütünlü bucağına bağlı bir köy olarak kaydedilmiştir (12:136).

Adının değiştirilmesine karşın, köyün eski adı yeni adıyla birlikte resmi kayıtlarda uzun süre “İncilli (Ança)” biçiminde kullanılmıştır (13).

Ança Kalesi’nin kalıntıları. Fotoğraf: Buba Kudava,  Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Katalogu (Gürcüce), 2018, Tiflis.

TARİHSEL YAPILAR
Ança, Gürcistan’ın en eski piskoposluk merkezi olarak bilinir. 9. yüzyılda kurulmuş olan piskoposluk merkezinin kilisesi ile diğer kiliselerin, kale ve kulenin kalıntıları günümüze ulaşmıştır. 9. yüzyılda inşa edilmiş olan piskoposluk kilisesi, kubbeli bir yapıydı. Bugün yıkık durumda olan kilisenin süslemeli taşları ile cephe duvarlarının taşları köydeki caminin ve evlerin inşasında kullanılmıştır. Kilisenin penceresinin üst kısmındaki taş caminin güney duvarına konmuştur. Kahverengi taşın hasır motifli süslemeleri vardır. Caminin doğu duvarında kahverengi düzgün kesme taşlar da kiliseden alınıp caminin inşasında kullanılmıştır. Kilisenin taşlarını köyde pek çok evde de görmek mümkündür. Kilisenin motifli taşlarına köyün Pintigil mahallesinde de rastlanmaktadır. Bir adet hasır örgü motifli taş 20 numaralı evin köşesinde kullanılmıştır. Burada sundurmanın kapısında da hasır motifli başka bir taş bulunmaktadır. Bu mahalledeki 11 numaralı evin ahırının duvarının alt kısmında pembe taş da hasır örgü süslemeye sahiptir. Bu taşın yüzeyine önemli ölçüde zarar görmüştür. Yekpare taştan bir sütun parçası ve başka süslemeli taşlar da daha önce burada tespit edilmiştir (10:128; 14:90).

Ança Kilisesi’nin köydeki caminin duvarına yerleştirilmiş olan taşı.  Fotoğrafın kaynağı:  2015 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2016.

Ança Kilisesi’nin cemaati buradaki yerel halktan oluşuyordu. Ança’nın Osmanlıların eline geçmesinden önce, 16. yüzyılın başlarında kilise kayıtlarında “Ança cemaati”nden söz edilmiştir. 11. yüzyılın başlarında Ança’da Ezra Ançeli adında bir din adamı piskopos olarak görev yapıyordu (5:25). Bu cemaatten biri olan ünlü Gürcü Avalişvili sülalesi 19. yüzyılın sonlarında da varlığını koruyordu (15:156).

Bir evin ahırında kullanılmış ve yüzeyi zarar görmüş süslemeli taş.  Fotoğrafın kaynağı:  2015 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2016.

Ança’da piskoposluk kilisesi dışında iki köy kilisesi vardı. Ança Kalesi’nin yakınında bulunan köy kilisesi, köyün kuzeydoğusunda, bir dağın yamacında yer alıyordu. Tamamen yıkılmış olan kilise, Ança köyü ile Anakerti köyü sınırında bir yerdeydi. İkinci bir köy kilisesi ise, köylülerin verdiği bilgiye göre, köyün merkezinde bulunuyordu. Büyükçe bir yapı olan bu kilise de tamamen yıkılmıştır. Bölgeyi gezen Gürcü tarihçi Zakaria Çiçinadze’ye göre Ança’nın Osmanlıların eline geçmesinden sonra halkın Müslüman olmasına bağlı olarak bu kiliselerde rahip sayısı azalmış, Müslümanlığı kabul eden rahipler Osmanlı yönetimi tarafından kadı olarak atanmıştır (16:90).

Bir evin duvarının köşesinde kullanılmış, Ança Kilisesi’ne ait taş. Fotoğrafın kaynağı:  2015 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2016.

Ança’da bulunan kale, köyün batı kısmında, kayalık bir tepede yer alır. Dairesel planlı kaleden günümüze sadece 1 metre yüksekliğinde duvar kalıntısı ulaşmıştır. Kale hem piskoposluk kilisesi olan Ança Kilisesi’ne, hem de Ança Piskoposluğu’na bağlı Tskarostavi ve Hantsta manastırlarına hakim bir yerde inşa edilmiştir. Kalenin en önemli işlevinin bu dinsel kurumları saldırılara karşı uyarmak olduğu anlaşılmaktadır. Ança’da ayrıca köyün merkezinin 1,5 km kuzeyinde bir kule bulunmaktadır. Beş metre çapındaki dairesel kulenin duvarları iki metre kalınlığındadır. Bu kuleden de geriye sadece yıkıntılar kalmıştı (10:290).

KAYNAKÇA:
1. ^ Zaza Şaşikadze, “16. Yüzyılın İkinci Yarısında Ardanuç” (Gürcüce), 2018.
2. ^ Muvahhid Zeki, Artvin Vilayeti Hakkında Malumat-ı Umumiye (Osmanlıca), 1927.
3. ^ “Ardanuç kazası (1886 Yılı)” (Rusça).
4. ^ Köylerimiz, (Yayımlayan) Dahiliye Vekaleti, İstanbul, 1933.
5. ^ Roland Topçişvili- İnga Ğutidze, XIX. Yüzyıl ve XX. Yüzyıl Başlarındaki Rus Belgelerinde Şavşeti ve Klarceti Yer Adları (Gürcüce-Türkçe-İngilizce), Tiflis, 2019.
6. ^ Nurşen Gök, “Artvin Livası’nın Anavatan’a Katılışı Sırasındaki Durumuna İlişkin Belgeler”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı: 41, Mayıs 2008, s. 89-104.
7. ^ Muvahhid Zeki, Artvin Vilayeti Hakkında Malumat-ı Umumiye, 2010 (Birinci baskı 1927).
8. ^ 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul, 1937.
9. ^ Kartlis Tshovreba Arkeoloji ve Yer Adları Sözlüğü (Gürcüce), Tiflis, 2013.
10. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, Tiflis, 2018.
11. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt.
12. ^ 1950 Genel Nüfus Sayımı, Ankara, 1954.
13. ^ 1980 Genel Nüfus Sayımı, Ankara, 1981.
14. ^ 2015 Yılı Tao-Klarceti Tarihi Eserleri Araştırma Gezisi Sonuçları (Gürcüce), Tiflis, 2016.
15. ^ Giorgi Kazbegi, Bir Rus Generalinin Günlükleri – Türkiye Gürcistanı’nda Üç Ay, 2019.
16. ^ Zakaria Çiçinadze, Müslüman Gürcüler ve Gürcistan’daki Köyleri (Gürcüce), Tiflis, 1913.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close