Panaki

PANAKİ (Gürcüce: ფანაკი; okunuşu: “panak’i”), tarihsel Tao bölgesinin önemli yerleşim yerlerinden biridir. Bugün Erzurum ilinin Şenkaya ilçesinde yer alır ve adı zamanla Penek’e dönüşmüştür. Tao’nun piskoposluk merkezlerinden biri olan Bana Manastırı burada inşa edilmiştir.

Panaki, Şenkaya kasabasının kuzeyinde yer alır ve kasabaya km uzaklıktadır. Çevresinde Berdizi (Paşalı), Hekesori (Gözalan), Kargluhi (Yünören), Hoşköy ve Libi (Söğütler) adlı köyler bulunmaktadır.

KÖYÜN ADI
Panaki, bu yerleşmenin en eski adı olarak bilinir. Ancak bu ad zamanla değişime uğramıştır; “k” (კ) fonemi düşmüş ve Gürcücede önce Pana (ფანა), sonra Bana’ya (ბანა) dönüşmüştür. Nitekim köydeki Gürcü manastırı Bana olarak adlandırılmaktadır. Panaki adı en erken tarihli Türkçe kaynağa Penek (پنك) olarak girmiştir (1:III.560; 2:17). 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda bölgeyi ele geçiren Ruslar ise, köyü Penyak (Пеняк) olarak kaydetmiştir (3). Daha geç tarihli Türkçe kaynaklarda da köyün adı Penek (پنك) olarak verilmiştir (4:226). 1959 yılında bu bölgedeki köylerin büyük çoğunluğunun adı “yabancı kökten geldiği ve iltibasa yol açtığı” gerekçesiyle değiştirilirken, Penek adı günümüze kadar korunmuştur.

Eski adı Panaki olan Penek köyü.

DEMOGRAFİ
Panaki’nin en erken döneme ait nüfusu 1595 tarihli Osmanlı mufassal defteri üzerinden verilebilir. Bu tarihte Penek livasının idari merkezi olan Panaki, Rabat-i Nıfs-i Penek (رباط نفس پنك) olarak kaydedilmişti ve köyün nüfusu 36 haneden oluşuyordu. Her hanenin 5 kişiden oluştuğu kabul edilirse, köyde 180 kişinin yaşadığı ortaya çıkar. Köyde vergi yükümlüsü olarak Elia, Pirala, Aşot, Simon, Gogiça, Tevdore, Stefan, İason, Azarbeg, Şahmelik, Agop gibi erkek adları kaydedilmiştir. Panaki’nin bir Hıristiyan köyü olduğu 36 hanedan 34’ünün ispenç vergisi vermesinden anlaşılmaktadır (1:II.332-333; III.560).

Panaki’nin Rusların eline geçmesinden yaklaşık sekiz yıl sonra 1886 yılındaki tespite göre köyde 216 kişi yaşıyordu. Bu nüfusun 163’ü Türk, 2’si Kürt, 61’i Rum olarak kaydedilmiştir (3). 1595 yılında kaydedilmiş erkek adlarıyla kıyaslanınca Osmanlı idaresinde köyün demografik yapısının tamamen değiştiği görülmektedir. Panaki’de 1896’da 166, 1906’da 217 kişi kaydedilmiştir. Bu durum Rus idaresinde köyün nüfusunun önce azaldığını, sonra da 1886 yılı seviyesinde kaldığını göstermektedir (5:120).

Panaki, Rus idaresinden aynı zamanda dokuz köyü kapsayan bir nahiye (маркяз: merkez) idi. 1886 yılında bu nahiyede 1.819 kişi yaşıyordu ve 201 kişi Ermeni, 966 kişi Türk, 139 kişi Kürt, 513 kişi Rum olarak kaydedilmişti (3). 1935 yılına gelindiğinde köyün nüfusu fazla artmamış, 237 kişiye ulaşmıştı (6:308). Günümüzde köyde yaklaşık 160 kişi yaşamaktadır.

Panaki köyünde inşa edilmiş olan Bana Katedrali’nin bugünkü halinin uzaktan görünüş.

TARİHÇE
Tarihsel Tao-Klarceti bölgesinde yer alan Panaki köyünün kuruluş tarihi bilinmemektedir. Bununla birlikte piskoposluk katedrali olan Bana Kilisesi’nin yapım tarihinin 7. yüzyıla kadar geri gitmesi, buranın çok eski bir yerleşme olduğunu göstermektedir. Bu katedralin bazı kısımları 10. yüzyılda Gürcü kralı Adarnase yeniden yaptırmıştır. Bana Kilisesi’nin inşasından da görüleceği gibi Panaki erken ortaçağda Gürcü Krallığı sınırları içinde yer alıyordu. 11. yüzyılın sonlarında Panaki’nin de bulunduğu bölgeye Büyük Selçuklular hakim oldular. Büyük Selçukluların 1121 yılında Didgori Savaşı’nda Gürcülere yenilmesinin ardından Panaki birleşik Gürcü Krallığı, bu krallığının parçalanması sürecinde bağımsız devlete gönüşen Gürcü prensliği Samtshe Atabeyliği (1268-1625) sınırları içinde kaldı. 16. yüzyılın ikinci yarısında Panaki’yi Osmanlılar ele geçirdi.

Osmanlı idaresinde Çıldır Eyaleti içinde yer alan Panaki köyü, 1595 tarihli Osmanlı mufassal defterine göre Rabat-i Nıfs-i Penek (رباط نفس پنك) adıyla hem Penek livasının hem de bu livaya bağlı Penek nahiyesinin merkeziydi. Penek livası Penek (Panaki) nahiyesi dışında Kamhis (Kamhisi) ve Panaskerd (Panaskerti) nahiyelerini kapsıyordu (1:III.558).

Bana Katedrali’nin muhtemel yapısı. 

Uzun süre Osmanlı idaresi altında kalan Panaki, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusların eline geçti. Bu savaşta Penek şiddetli çarpışmalara sahne oldu ve Bana Kilisesi de bu savaş sırasında yıkıldı (2:60). Rus yönetimi sırasında, Kars oblastında Oltu sancacağının (okrug) Oltu kazasına (uçastok) bağlı olan köy, aynı adı taşıyan nahiyenin de merkeziydi. Panaki nahiyesi (маркяз: merkez), Panaki dışında sekiz köyü (Agitkom, Akryak, Arsenek, Kosor, Kotik, Kyargaluk, Merines, Ekazor) kapsıyordu (3). 1907 yılında bölgeyi gezen Gürcü tarihçi Ekvtime Takaişvili, köyün adını Rusça (Пеняк) yazılışına uygun biçimde Peniaki (პენიაკი) olarak yazmıştır. Takaişvili Bana Katedrali ve çevresi hakkında ayrıntılı bilgi vermiştir (7:19).

Penek, Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Rusların bölgeden çekilmesinin ardından hukuken, 1918-1921 arasında bağımsız olan Gürcistan sınırları içinde kaldı. 1921’de, Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgali sırasında Ankara Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’yla Türkiye’ye bırakıldı (8:II.41).

Penek, 1928 tarihli Osmanlıca köy listesine göre Oltu ilçesine, 1946 yılından itibaren Şenkaya ilçesine bağlı bir köydür (4:226; 9:446).

Bana Katedrali’nin bugünkü durumunun içeriden görünüşü.

TARİHSEL YAPILAR
Panaki köyündeki en önemli tarihsel yapı Bana Manastırı’dır. “Gerçek Haç”a adanmış olan manastır, ana kilise, küçük kilise, keşişler için kilise, kayaya oyulmuş hücreler ve başka yapılardan oluşur. Bana Manastırı, Tao bölgesinin piskoposluk merkezlerinden biriydi. Bir görüşe göre, zaman içinde piskoposluk lağvedilmiş ve sadece manastırın faaliyeti devam etmiştir (2:17).

Manastırın ana kilisesi Bana Kilisesi ya da Bana Katedrali, 7-10. yüzyıllarda kubbeli, tetrakonkhos bir kilise olarak inşa edildi. Duvar resimlerinin izlerine rastlanan katedral, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında büyük ölçüde yıkılmıştır. Katedralin kitabesinin olduğu, bu savaş sırasında burada karargâh kuran Rus ordusundan bir generalin bu kitabeyi götürdüğü söylenir (2:60).

Manastırın küçük kiliselerinden birinin de kubbeli tetrakonkhos bir yapı olduğu bilinmektedir. 1907 yılında bölgeyi gezen Gürcü tarihçi Ekvtime Takaişvili’nin verdiği bilgiye göre, bu tarihte küçük kilisenin kubbesi çökmüş, ama duvarlarının bir kısmı ayakta duruyordu. Kilise zamanla tamamen ortadan kalkmıştır (7:28).

Bana Manastırı’nın inzivaya çekilen bölümü olan kaya mağaraları manastırının keşişler kilisesi 9-10. yüzyılda inşa edilmiş tek nefli bir yapıdır. Bana Katedrali’nin güneydoğusunda, 1 km mesafedeki bir kayanın oyuğunda yer alan kilise büyük ölçüde ayaktadır (2:60).

KAYNAKÇA:
1. ^ Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan (Osmanlıca ve Gürcüce), (Yayıma hazırlayan) Sergi Cikia, Tiflis, 1941-1958, 3 cilt.
2. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, Tiflis, 2018.
3. ^ “Oltu kazası (1886 Yılı)” (Rusça).
4. ^ Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928.
5. ^ Candan Badem, Çarlık Yönetiminde Kars, Ardahan, Artvin, İstanbul, 2018.
6. ^ 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul, 1937.
7. ^ Ekvtime Takaişvili, 1907 Yılı Kola-Oltisi ve Çangli’de Arkeolojik Araştırmalar Gezisi (Gürcüce), Paris, 1938.
8. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt.
9. ^ Köylerimiz, (Yayımlayan) İçişleri Bakanlığı, Ankara, 1968.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close