POSOF (Gürcüce: ფოცხოვი; okunuşu: “potsh’ovi; Osmanlıca: پوسخو ; “poshov”), tarihsel Samtshe bölgesinin Tao-Klarceti kısmında kalan bir vadinin ve yerleşmenin adıdır. Günümüzde Ardahan iline bağlı bir ilçe ve bu ilçenin merkezi kasabadır.
Posof kasabasının yerinde eskiden Diğviri (sonra Digur ve Duğur) adını taşıyan üç köy bulunuyordu. Posof’un Osmanlı dönemindeki adı Poshov (پوسخو) idi ve bu ad Gürcüce Potshovi’den gelir.
ETİMOLOJİ
Posof’un bilinen en eski adı Potshovi’dir. Gürcüce bir yer adı olan Potshovi (ფოცხოვი), büyük bir olasılıkla, Gürcü kraliçesi Tamar’ın bugünkü Posof ilçesini de kapsayan Samtshe bölgesinin yönetimine atadığı Cakeli sülalesinden Botso’dan (ბოცო) gelir. “Botso’nun vadisi” anlamına gelen Botsos Hevi / Botsoshevi (ბოცოს ხევი), zaman içinde değişime uğramış ve Potshovi haline gelmiştir.
Nitekim Potshovi, eski yazılı kaynaklarda bugünkü Posof kasabanın değil, Ahaltsihe’yle bağlantılı biçimde akarsu ve vadi adı olarak geçer (1:78). Bugünkü Posof kasabasının eski adı ise, Diğviri’dir. Sonradan Duğur, Digur, Diğor’a dönüşmüş olan Diğviri, 1595 tarihli Osmanlı mufassal defterinde Diğvir-i Süfla (Aşağı Diğviri) ve Diğvir-i Ulya (Yukarı Diğviri) olmak üzere iki ayrı köy olarak geçer (2:III.435). Bölgeyi Gürcülerden ele geçiren Osmanlılar daha geç dönemde de Potshovi adını Poshov (پوسخو) olarak kaydetmiştir (3:310). Osmanlıca yazılışında “ha” (ح) harfinin değil de “hı” (خ) harfinin kullanılmış olması, bu yer adında Gürcücesine yakın bir yazılış biçiminin benimsendiğini göstermektedir. Nitekim Gürcüce yazılışta da gırtlaksıl “h” (ხ) kullanılmaktadır. Potshovi adı Osmanlı döneminde Poshov’a dönüşmüş, daha sonra da Poshof ve Posof biçimini almıştır (4:762; 5:25).

TARİHÇE
Potshovi, ortaçağda Samtshe bölgesinde yer alan vadilerden birinin adıydı. Bu vadinin ana akarsuyu Potshovi Çayı’dır. Bugünkü Posof kasabası da bu bölgede yer alır. Tarihsel Tao bölgesinde yer alan Potshovi bölgesi erken ortaçağda Gürcü Krallığı sınırları içinde yer alıyordu. Bölgenin önemli kalesi olan Kveli Kalesi 914 yılında Arapların saldırısına uğradı ve kaleyi savunan Gürcü aznaur Gobron bu sırada öldü. Kveli köyünde bulunan Kveli Kalesi 1080’de de Büyük Selçuklular ile Gürcüler arasındaki savaşa sahne oldu. Kveli Kalesi Savaşı olarak bilinen savaşta Büyük Selçuklular galip geldi. Bu savaşın ardından Didi Turkoba olarak bilinen dönemde Büyük Selçuklular Tao-Klarceti‘yi tamamen ele geçirip Karadeniz kıyılarına indiler.
Potshovi bölgesi, Gürcistan Krallığı’nın parçalanması sırasında bağımsız devlete dönüşene ve Cakeli sülalesi tarafından yönetilen Samtshe-Saatabago (1268-1625) sınırları içinde kaldı. Daha sonra, Cakeli sülalesinin bir kolu olan Botsodzelerin yönetimi altına girdi. Bu dönemde, Potshovi Çayı’nın sol yakasında, eski Sakire (bugün Çambeli) köyü sınırları içinde yer alan Caki Kalesi bölgenin en önemli merkezi ve Gürcü hanedanı Cakeli sülalesinin ikametgâhı idi (6:410). Cakeli sülalesinin adı da bu kaleden gelir. Tsurtskabi Piskoposluğu kilisesi de burada yer alıyordu. Hertvisi’ye kadar Potshovi vadisini kapsayan Tsurtskabi Piskoposluğu, 16. yüzyılda 13 piskoposluk arasında altıncı sırada yer alıyordu.

Osmanlılar, 16. yüzyılın ortasında, tarihsel Gürcistan’ın güneybatısındaki diğer bazı bölgelerle birlikte Potshovi bölgesini de ele geçirdi. Bu bölge, Osmanlılar tarafından kurulan Çıldır Eyaleti içinde Poshov (پوسخو) adıyla bir liva olarak yer aldı. 1595 tarihli Osmanlı mufassal defterine göre Poshov livası Güney ve Kuzay nahiyelerinden oluşuyordu. Güney nahiyesi Poshov livasının batı kısmını, Kuzay nahiyesi ise doğu kısmını kapsıyordu. Bugün Posof kasabasının yerinde bulunan Diğvir-i Süfla (دیغویر سفلا) ile Diğvir-i Ulya (دیغویر علیا) köyleri bu livanın Güney nahiyesinde yer alıyordu. Diğvir-i Süfla’da (Aşağı Diğvir), Osmanlı idaresinin Hristiyan köylülerden aldığı ispenç vergisi vermekle yükümlü 6 hane, Diğvir-i Ulya’da (Yukarı Diğvir) 7 hane yaşıyordu. Hane reisleri Basila, Maharebel, Mamuka, Papuna, Badura, Zakara, Abram, Demetre gibi adlar taşıyordu. Bu adlara ve bu kişilerin baba adlarına bakınca, nüfusun çoğunluğu açısından bu iki köyün Hıristiyan Gürcü köyleri olduğu söylenebilir. Bu iki köyde buğday, arpa, çavdar, darı, yonca tarımı ve arıcılık yapılıyor, koyun ve domuz besleniyordu (2:III.432, I.303-304,307; II.296-297).
Poshov bölgesi, uzun süre Osmanlı yönetimi altında kaldıktan sonra, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Rusya İmparatorluğu’nun eline geçti. Rus idaresinde Ardahan sancağına (okrug) bağlı bir kaza (uçastok) idi. 1886 yılı tespitine göre Poshov kazası, 4 nahiye (маркяз: merkez) ile 53 köyü kapsıyordu. Aşağı Diğviri ve Yukarı Diğviri, Rus idaresi tarafından tek bir köy olarak Digur (Дигур) adıyla kaydedilmişti. Digur’da 395 kişi yaşıyordu ve nüfusun tamamı “Türk” olarak kaydedilmişti. 1595 yılı tespitiyle karşılaştırıldığında, daha sonra Posof kasabasına dönüşecek olan Diğviri’nin demografik yapısının tamamen değiştiği görülmekedir. Digur aynı zamanda Poshov kazasının dört nahiyesinden birinin de adıydı ve 21 köyü kapsayan Digur nahiyesinin (маркяз: merkez) nüfusu, tamamı “Türk” olan 2.409 kişiden oluşuyordu. Poshov kazasında ise, bu tarihte 9.814’ü Türk ve 280’i Kürt olmak üzere toplam 10.094 kişi yaşıyordu (7). Rus idaresi sırasında Digur köyünün nüfusu artmış, 1896’da 478 kişi, 1906’da 576 kişiye ulaşmıştır. Poshov kazasının benzer biçimde artmış olan nüfusu, 1896’da 12.238 kişi, 1906’da 14.704 kişi olarak tespit edilmiştir (8:114).
Posof kazasının merkezi olan Digur köyü, Shalta vadisinden geçen ve Acara’yı Ardahan’a bağlayan ticaret yolu üzerine yer alıyordu (8:63). Bu ticaret yolu Ardahan’dan Kars’a uzanıyordu (9:300). Rus yönetimi sırasında bölgeyi gezen Gürcü tarihçi ve araştırmacı Zakaria Çiçinadze’nin tespitine göre Poshov’un komşu bölgesi Zegani’de (Yukarı Acara) yaşayan Müslüman Gürcülerin anadilini bilmelerine rağmen Poshov bölgesindeki Müslüman Gürcüler Gürcüce bilmiyorlardı. Bir kısmı Kars’ın, bir kısmı Ardahan’ın parçası olan Poshov vadisinde 19. yüzyılın başlarında yaklaşık 100 köy vardı; ancak özellikle Kırım Savaşı’ndan (1853-1856) sonra halkın Osmanlı ülkesine göç etmesi sonucu 20. yüzyılın başlarında köy sayısı azalmıştı (10:176, 223). 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı yüzünden de resmî verilere göre 388 hane veya 10.180 kişi Poshov kazasından (uçastok) göç etmiştir (11:10). 1886 yılı nüfusu göz önüne alınınca, Poshov kazasının nüfusunun yarısının bu tarihten önce göç ettiği görülmektedir.
Poshov bölgesi, I. Dünya Savaşı’ın sonlarında Rus ordusunun bölgeden çekilmesinden sonra, bir süre bağımsız Gürcistan’ın sınırları içinde kaldı. Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgali sırasında (15 Şubat-17 Mart 1921) Ankara Hükümeti’nin verdiği ültimatom üzerine Gürcü askerleri bölgeden çekildi ve Poshov Türkiye’ye katıldı. 16 Mart 1921’de, Ankara Hükümeti ile Sovyet Rusya arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla bölge Türkiye’ye bırakıldı (12:II.41).
Posof ilçesi, 1928 tarihli Osmanlıca köy listesine göre, Poshof (پوسخوف) adıyla Kars vilayetine bağlı bir kazaydı (4:761). Poshof adı 1929’da Posof olarak değiştirilmiştir. Bu arada Digur (Diğviri) köyünün de kasabaya dönüştüğü ve Posof adını aldığı anlaşılmaktadır.
KAYNAKÇA:
1. ^ Kartlis Tshovreba Yer Adları ve Arkeoloji Sözlüğü (Gürcüce), Tiflis, 2013.
2. ^ Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan (Osmanlıca ve Gürcüce), (Yayımlayan) Sergi Cikia, Tiflis, 1941-1958, 3 cilt.
3. ^ Defter-i Caba-i Eyalet-i Çıldır 1694-1732 (Gürcüce ve Osmanlıca), (Yayıma hazırlayan) Tsisana Abuladze, Tiflis, 1979.
4. ^ Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928.
5. ^ Köylerimiz, (Yayımlayan) Dahiliye Vekaleti, İstanbul, 1933.
6. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, Tiflis, 2018.
7. ^ “Poshov kazası 1886 Yılı” (Rusça).
8. ^ Candan Badem, Çarlık Yönetiminde Kars, Ardahan, Artvin, İstanbul, 2018.
9. ^ Roland Topçişvili, Gürcistan’ın Tarihsel ve Etnografik Bölgeleri (Gürcüce), Tiflis, 2017.
10. ^ Zakaria Çiçinadze, Müslüman Gürcüler ve Gürcistan’daki Köyleri (Gürcüce), Tiflis, 1913.
11. ^ Ekvtime Takaişvili, 1907 Yılı Kola-Oltisi ve Çangli’de Arkeolojik Araştırmalar Gezisi (Gürcüce), Paris, 1938.
12. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 3 cilt.