ŞAVŞAT

ŞAVŞAT (Gürcüce: შავშეთი; translit.: “şavşeti”; Osmanlıca: شوشاد (Şavşad) ya da شاوشت (Şavşet)), tarihsel Şavşeti bölgesindeki yerleşim yerlerinden biridir. Günümüzde Karadeniz Bölgesi’nin doğu ucunda, Artvin iline bağlı bir ilçe ve bu ilçenin merkezidir.

Şavşat adı Gürcüce Şavşeti’den gelir ve Şavşat tarihsel Şavşeti bölgesinin yerleşim yerlerinden biridir. Bununla birlikte Şavşeti bölgesinde Satleli, Sinkoti, Tsihisdziri gibi yerler orta çağ boyunca daha önemli yerleşmelerdi. Nitekim sonradan mahallesi haline getirilen Satleli (Söğütlü) dışında Şavşat kasabasında tarihsel bir yapı bulunmamaktadır.

Asıl adı Satle Kalesi ya da Satleli Kalesi olan Şavşat Kalesi’nin için.  Fotoğraf: Buba Kudava,  Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), 2018, Tiflis.

ETİMOLOJİ
Gürcülerin eski çağlarda Kahi, Kuhi, Klarci, Şavşi, Cavahi gibi çeşitli boylardan oluştuğu kabul edilir.[1] Bu boyların yaşadıkları bölgelerin çoğu, boyun adına Gürcüce yer bildiren –eti (–ეთი) eki getirilerek ifade ediliyordu. Şavşilerin yaşadığı bölgeye Şavşeti (შავშეთი) deniyordu ve Şavşeti “Şavşilerin yurdu” anlamına gelmektedir.

Şavşeti yer adının bazı kaynaklarda ileri sürüldüğü gibi Gürcücede “siyah” anlamına gelen “şavi” (შავი) ya da “odun” anlamına gelen “şeşa” (შეშა) kelimeleriyle ilişkisi yoktur.[2] Örneğin bu yer adı eğer “şavi” kelimesinden türetilmiş olsaydı, Şavşeti değil Şaveti olması gerekirdi. Şavşeti adının “Sakaların Savuş” boyuyla ilişkili olduğu ileri sürülmüştür.[3] Ancak “Savuş” adından Gürcüce sonekle Şavşeti kelimesini türetmek mümkün değildir.

ŞAVŞAT’IN NÜFUSU (1874):
Şavşat’ın nüfusu, Gürcüler ve Ermeniler olmak üzere iki ulustan oluşmaktadır. İmerhevi’dekiler dahil burada 58 köy bulunmaktadır. Bu köylerden 36’sı Şavşat’ta yer alır. Hükümetin tespitine göre hane sayısı 1.740’a ulaşmaktadır. Gerçekte ise bu sayı 2.000’den fazladır. Her hanede 6-7 kişinin yaşadığını kabul edersek, Şavşat’ın nüfusunun tamamı 12-14 bin kadardır. 145 haneden oluşan Ermenilerin (yaklaşık 900 kişi) dışındaki nüfusun tamamı Kartveluri soyundan gelir; yani bu insanlar Kafkaslardaki Mtiuleti halkının aksanıyla konuşmaktadırlar. Ayrıca burada konuşulan dilde Hevsuri aksanına özgü pek çok kelimeyle karşılaşırsınız. Şavşat’ta herkes Gürcüce konuşmuyor. Pek çok köyde bu dil tamamen unutulmuş ve onun yerine diğer dillerden birçok kelime alan Türkçe gelişmiştir. Büyük yol boyunca kurulmuş köylerde yaşayanların Gürcü dilini tamamen unuttuklarını da belirtmek gerekir. Ancak bu insanların hepsi babalarının Gürcü olduğunu açıkça söylüyorlar. Ardanuç’a yaklaştıkça Gürcü dilini bilenlere daha seyrek rastlanmaktadır. Oysa Gobihvetsia Dağı çevresinde bulunan 12 köyü halk “Gürcistan” olarak adlandırıyor.
Kaynak: Giorgi Kazbegi, Türkiye Gürcistan’da Üç Ay (სამი თვე თურქეთის საქართველოში), s. 90.

TARİHÇE
Tao-Klarceti içinde yer alan Şavşeti bölgesi ve Şavşat kasabasının bulunduğu coğrafya eski çağlarda çeşitli devletlerin sınırları içinde yer alıyordu. Bir bölge ve yerleşme olarak Şavşat’ın adı yazılı kaynaklarda ilk kez Giorgi Merçule’nin 951 yılında yazdığı Grigol Hantsteli’nin Yaşamı adlı eserde geçer. Bu eserde Şavşeti bölgesinde kalan köylerin adları da yer alır.[4]

Şavşat bölgesi erken orta çağda Gürcü prensler ve Gürcü krallar tarafından yönetildi. Gürcüler Şavşat’a bağlı Satleli, Sinkoti, Tsihisdziri gibi köylerde 9. yüzyıldan itibaren manastırlar kurup kiliseler ve kaleler inşa ettiler. Nitekim Şavşat Kalesi’ni de İberia kralı I. Adarnase (öl. 923) inşa ettirmiştir. 11. yüzyılda Melik Şah’ın askerleri tarafından istila edilen Şavşat ve güneybatı Gürcistan yaklaşık 40 yıl boyunca Büyük Selçuklular tarafından kontrol edildi. 1960’lardan başlayarak, özellikle de 1990’lardan itibaren yazılan Türkçe kitap ve makalelerde Gürcü kralı Kurucu Davit’in (öl. 1125) Şavşat’ın da içinde yer aldığı bölgeye Kıpçakları yerleştirdiği ileri sürülse de bu durum tarihsel gerçeklerle bağdaşmamaktadır. Çünkü Didgori Savaşı’ndan (1121) önce Kıpçakları Büyük Selçukluların kontrol ettiği bu bölgeye yerleştirmesi mümkün değildi. Kurucu Davit Didgori Savaşı’nda Kıpçakların da desteğiyle Büyük Selçukluları güneybatı Gürcistan’dan çıkardığında, Kuzey Kafkasya’dan 45.000 Kıpçak aileyi 1118’de getirmiş ve doğu Gürcistan’a zaten yerleştirmişti. Davit iki yıl sonra da 40.000 paralı Kıpçak askere sahip olmuştu.[5]

Şavşat 13. yüzyıldan itibaren Gürcü atabeyleri tarafından yönetildi. 1547 yılında Osmanlılar kenti ele geçirdi. Şavşat, Tao-Klarceti bölgesinde kurulan Çıldır Eyaleti’ne bağlı Şavşat livasının merkezi oldu.[6] Uzun süre Osmanlı yönetimi altında kalan yerleşmeyi 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Ruslar ele geçirdi. Rus yönetimi altında Şavşat ve İmerhevi Şavşat-İmerhvi adıyla Artvin ilinin (okrug) bir ilçesiydi (uçastka).

Birinci Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Rusların bölgeden çekilmesinin ardından Şavşat 1918-1921 arasında bağımsız olan Gürcistan sınırları içinde yer aldı. 1921’de, Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgali sırasında Ankara Hükümeti kuvvetleri de harekete geçip Artvin, Ardahan ve Batum’u ele geçirdi. Bu tarihten itibaren Şavşat Türkiye sınırları içinde kaldı.[7] 1926 nüfus tahririne göre Artvin iline bağlı bir kaza olan Şavşat, Meria, İmerhevi ve merkez nahiye olmak üzere üç nahiyeden oluşuyordu. Bu sırada Şavşat kazasına 56 köy bağlıydı.[8]

Şavşat Kalesi içindeki Satle Kilisesi kalıntısı.  Fotoğraf: Buba Kudava,  Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), 2018, Tiflis.

TARİHSEL YAPILAR
Şavşat kasabasındaki en önemli tarihsel yapı, Şavşat Kalesi olarak da adlandırılan Satleli Kalesi’dir. Satleli aslında eski bir yerleşimdi ve bir de kalesi vardı. Satleli’nin adı 1925’te Söğütlü olarak değiştirildi; ancak köy daha sonra Şavşat kasabasının bir mahallesi haline getirildi. Satleli Kalesi bundan dolayı Şavşat Kalesi olarak da adlandırılır oldu. Şavşat kasabasının iki kilometre dışında, iki akarsuyun birleştiği yerde bulunan Şavşat Kalesi 9. yüzyılda Gürcü kralı I. Adarnase tarafından yaptırılmıştır. Moloz taş ve kireç harcından inşa edilmiş olan yapı orta ölçekli (80 x 70 m) bir kaledir. Kalenin 15 metre yüksekliğinde bir kulesi vardır. Kale Şavşat bölgesinin en önemli kalelerinden biri sayılır.[9-10]

Şavşat kasabasında ayrıca iki kilise kalıntısı bulunmaktadır. Söğütlü (Satleli) mahallesindeki bazilika tipi kilise 9-10. yüzyılda inşa edilmişti. Günümüzde bir kısmı ayaktadır. Kilise Himşiaşvililerin ikametgâhının batısında, Himşiaşvili ailesinin mezarlığında bulunmaktadır. İkinci kilise Şavşat Kalesi içinde yer alır. Tek nefli yapıdan geriye yıkıntıları kalmıştır. Kale mevkiinde 2013 yılında yapılan arkeolojik kazılar sırasında temizlenip restore edilmiştir.[11]


ŞAVŞAT GÜRCÜLERİNİN SÜRGÜNÜ
Şavşatlıların Göçü. . Yaşlıların Bana Anlattıkları: 1895 Yılı.
“Osmanlı ülkesine göç ettirilmemiz çok eskiden başlamış.” Bu zamandan bu yana, bu göçten sonra ne kadar zaman geçmiş diye sordum. Şöyle cevapladılar: Eskilerin dediğine göre, bizim yerlerimizden edilip göç ettirilmemizden bu yana iki yüz yıldan fazla zaman geçmiş. Yani bu tarih 1680’ler olmalı. Yerlerinden edilenlerin yerine Kürtleri ve Türkleri yerleştiriyorlarmış. Burada kalan Müslüman Gürcüler işte bundan dolayı Gürcü dilini unuttular. Şavşatlıların göç ettirilmesine ilişkin pek çok belge mevcutmuş. Fakat dönemi ve yılları, ne zaman ve ne meydana geldiğini, nasıl bir göç olduğunu bilmiyorlar. Neden ve hangi sebeple diye sorunca, çoğunluğun din yüzünden göç ettirildiğini söylüyorlar. Sürgün ve göçle Şavşatlılar Gürcü dilini yitirmezlermiş ama Şavşatlı Müslüman Gürcüleri yaygın biçimde Kürt kızlarıyla evlendiriyorlarmış. 1790’larda Şavşat’ta Gürcü dilinin yok olmasının nedeni buymuş. 
Şavşat’a Kürtlerin getirilip yerleştirilmesinin nedeni bakın neymiş: Şavşat çok güzel bir yer. İyi, havadar ve verimli, halkı da rençber. Tek sözle burası inciden bir köşe. Böyle bir yerde Gürcülerin varlığını Osmanlılar uzun zamandır kıskanıyormuş. Müslüman Gürcülerin dili ve gelenekleri baskı altına almak için Kürtleri getirip buraya yerleştirmişler. Tbeti Kilisesi Şavşatlıların merkezî ibadet yeriydi. Tbeti bugün de kubbesi dahil sağlam biçimde duruyor. Bir dönem cami olarak kullanılmış. Yönetimden korktukları için cami olarak kullanmaktan vazgeçmişler. Sonra burası sahipsiz bir hale gelmiş.” 
Kaynak: Zakaria Çiçinadze, Müslüman Gürcülerin Osmanlı Ülkesine Büyük Göçü, Tiflis, 1912, s. 24.

KAYNAKÇA:
1. ^ Kartlis Tskhovreba (İngilizce), Tiflis, 2014, s. 256.
2. ^ Özhan Öztürk, Karadeniz – Ansiklopedik Sözlük, İstanbul, 2005, 2. cilt, s. 1057.
3. ^ Taner Artvinli, Artvin Yer Adları Sözlüğü, İstanbul, 2013, s. 245.
4. ^ Giorgi Merçule, Grigol Hantsteli’nin Yaşamı (Gürcüce), 32.Bölüm (PDF). Erişim tarihi: 3 Ekim 2019.
5. ^ İvane Cavahişvili, Niko Berdzenişvili ve Simon Canaşia, Gürcistan Tarihi, Tiflis, 1943, s. 167.
6. ^ Defter-i Caba-i Eyalet-i Çıldır 1694-1732 (Gürcüce ve Osmanlıca), (Yayıma hazırlayan) Tsisana Abuladze, Tiflis 1979, s. 107.
7. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt, s. 41.
8. ^ Muvahhid Zeki, Artvin Vilayeti Hakkında Malumatı Umumiye, 2010, s. 139, 188-189.
9. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, 2018, Tiflis, s. 311.
10. ^ Türkiye Kültür Portalı – “Satlel Kalesi – Artvin“. Erişim tarihi: 3 Ekim 2019.
11. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, 2018, Tiflis, s. 163.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close