HANAK

HANAK (Gürcüce: ხანაკი ve ხანახი; okunuşu: “h’anak’i” ve “h’anah’i”), Tao-Klarceti’nin bir parçası olan Eruşeti bölgesindeki yerleşim yerlerinden biridir. Bugün Ardahan ili sınırları içinde, ilçe ve ilçe merkezi kasaba olarak yer alır. Hanak adı, birkaç yüzyıl boyunca köy adları olarak kullanılıyordu. 

ETİMOLOJİ
Hanak yakın tarihe kadar üç köyün ortak adıydı. Gürcüce Hanaki (ხანაკი) ve Hanahi (ხანახი) olarak yazılan yer adının kökenine ilişkin bilgi yoktur. Osmanlıların Gürcülerden ele geçirdiği bölge, erken ve geç tahrir defterlerinde Hanak (خناق / خاناق) olarak kaydedilmiştir (1:I 497-499; 2:256, 299). Hanak adı 1928 tarihli Osmanlıca köy listesinde de aynı biçimde yazılmıştır (3:759-760). Bu yazım biçimi köyün adının “Hinak” biçiminde okunmasına da yol açmıştır (3:10). Yerleşim yerinin adı Latin harfli Türkçe bütün kayıtlarda Hanak olarak yazılmıştır. 93 Harbi’nde (1877-1878) Ardahan bölgesini ele geçiren Ruslar ise, bu yer adını Hanah (Ханах) olarak kaydetmiştir (4).

DEMOGRAFİ
Hanak adını taşıyan yerleşmelerin en erken döneme ait nüfusu bilgisi, 1595 tarihli Osmanlı mufassal defteri üzerinden verilebilir. Bu deftere göre bu adı taşıyan üç köyden Hanak-i Vasat’ta (Orta Hanek) 30 hane, Hanak-i Küçük’te (Küçük Hanak) 37 hane ve Hanak-i Ulya’da (Yukarı Hanak) 30 hane yaşıyordu. Her hanede ortalama 5 kişinin yaşadığı kabul edilirse, toplam 97 hanelik üç köyün nüfusunun 485 kişiden oluştuğu ortaya çıkar. Her hane Hıristiyan köylülerden alınan ispenç vergisi vermekle yükümlü kılınmıştı. Hane reisleri Kara Sultan, Enuka, Gogola, Laşkara, Gogiça, Vardzel, Hareba, Davita, Batata, Zaraspa, Şota, Elia, Daniel, Manvel, İvane, Elia, Datuna, İason, Okra, Simon, Bera, Darispan, Okropir, Papuna, Vasila gibi adlar taşıyordu. Bu adlara ve bu kişilerin adlarına bakınca, bu üç köyün nüfusunun çoğunluğunun Gürcülerden oluştuğu söylenebilir (1:I.497-499; II.485-487).

93 Harbi’nde Ardahan bölgesini ele geçiren Rusların 1886 yılı tespitine göre Yukarı Hanah’ta (Верхний Ханах) 111 (87 Türk ve 24 Kürt) kişi, Orta Hanah’ta (Средний Ханах) 224 (tamamı Türk) kişi ve Aşağı Hanah’ta (Нижний Ханах) 289 (tamamı Rum) kişi yaşıyordu. 1595 yılı nüfusuyla kıyaslandığında üç köyün demografik yapısının tamamen değişmiş olduğu görülmektedir (4). Rus idaresi sırasında Yukarı Hanah’ın nüfusu 1896’da 180 kişi, 1906’da 240 kişi; Orta Hanah’ın 1896’da 315 kişi, 1906’da 260 kişi; Aşağı Hanah’ın 896’da 415 kişi, 1906’da 475 kişi olarak tespit edilmiştir (5:111). Genel tespit olarak üç köyün nüfusunun bu yıllarda hızlı arttığı söylenebilir.

1935 genel nüfus sayımında Hanak Kars vilayetinin Ardahan kazasına bağlı bir nahiye adı olarak geçer ve bu nahiyenin merkezi Ortahanak’tı. Bu nahiyeye bağlı Ortahanak’ta 475 kişi, Yukarıhanak’ta 451 kişi ve Aşağıhanak’ta 460 kişi yaşıyordu (6:29, 298, 398). 1960 genel nüfusu sayımında Hanak, aynı adlı ilçenin merkezinin adıydı ve bu kasabanın nüfusu 819 kişiden oluşuyordu (7:316).

Hanak kasabasının 1 km batısında yer alan kilisenin kalıntısı ve Hanak kasabası. Fotoğraf: Buba Kudava,  Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), 2018, Tiflis.

TARİHÇE
Tarihsel Tao-Klarceti‘nin bir parçası olan Eruşeti bölgesinde yer alan Hanak, ortaçağda tek bir yerleşim yerinin değil, üç ayrı köyün adıydı. Osmanlı Devleti’nin Eruşeti bölgesini Gürcülerden ele geçirdiğinde, bu üç köyün var olduğu 1595 tarihli Osmanlı mufassal defterinden anlaşılmaktadır. Bu köyler Hanak-i Vasat (خاناق وسط), Hanak-i Küçük (خاناق كوپك) ve Hanak-i Ulya (خاناق عليا) olarak kaydedilmişti. Hanak-i Vasat (Orta Hanak), Hanak-i Küçük (Küçük Hanak) ve Hanak-i Ulya (Yukarı Haka) Ardahan-i Büzürg (Büyük Ardahan) livasının Meşe nahiyesine bağlıydı. Bu köylerde buğday, arpa, yonca tarımı ve arıcılık yapılıyor, koyun ve domuz besleniyordu (1:I.497-499; II.485-487).

Bu köylerin de bulunduğu Hanak bölgesinin tarihi çok eskilere uzandığı, Hanak kasabasının 6 km uzaklıktaki Ortakent köyünde bulunan bir kaya üzerindeki bir Urartu yazıtından da anlaşılmaktadır. Bu yazıtta Urartu kralı I. Argişti’nin Diaohi ülkesinin kralı Utupurşi’yi yendiği belirtilir (8). Bu yazıt Hanak bölgesinin İÖ 8. yüzyılda Proto-Gürcü kabilelerinin kurduğu Diaohi devleti sınırları içinde bulunduğunu göstermektedir. Bugünkü Hanak ilçesi sınırları içindeyse, Gürcü Krallığı zamanında, 9-10. yüzyıllarda inşa edilmiş pek çok kilise bulunmaktadır. Bu kiliseler arasında Eruşeti köyündeki kilise farklı bir konuma sahiptir. Hanak kasabasına çok uzak olmayan ve 4. yüzyıla tarihlenen yapı, Gürcü Kilisesi’ne bağlı bir piskoposluk merkeziydi. Eruşeti ise Gürcü Hıristiyanlığının en eski merkezi olarak bilinmektedir (9:205).

 Gerçekler orta çağda birleşik Gürcistan Krallığı yönetiminde kalan Hanak, bu krallığın zayıflaması sırasında bağımsız devlete dönüşen ve Gürcü atabeglerin yönetiminde Samtshe-Saatabago’nun (1268-1625) sınırları içindeyken, 1550 yılında Osmanlıların eline geçti. Uzun süre Osmanlı egemenliğinde kaldıktan sonra Hanak bölgesini 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda Rusya İmparatorluğu’nun ele geçirdi. Rus idaresi sırasında Hanak adını taşıyan üç köy bulunuyordu. Bunlar Yukarı Hanah (Верхний Ханах), Orta Hanah (Средний Ханах) ve Aşağı Hanah (Нижний Ханах) idi. Üç köy, Ardahan sancağının (okrug) Ardahan kazasına (uçastok) bağlıydı ve Yukarı Tikani ile Aşağı Tikani gibi, Tikani nahiyesinin (маркяз: merkez) köyleri arasında yer alıyordu (4).

Hanak’ın Eruşeti köyündeki kilisenin kalıntısı. Fotoğraf: Buba Kudava,  Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), 2018, Tiflis.

Yukarı, Aşağı ve Orta Hanak köyleri, Birinci Dünya Savaşı sonuna doğru bölgede Rus idaresinin sona ermesinin ardından Gürcistan Demokratik Cumhuriyeti’nin sınırları içinde kaldı. Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgali sırasında Ankara Hükümeti’nin verdiği ültimatom üzerine Gürcü ordusunun çekilmesiyle bu köylerin de yer aldığı Ardahan bölgesi Türkiye’ye katıldı. 16 Mart 1921’de, Sovyet Rusya ile Ankara Hükümeti arasında imzalanan Moskova Antlaşması’yla da Büyük Tikani Türkiye’ye bırakıldı (10:II.41).

1928 tarihli Osmanlıca köy listesine göre Hanak, Kars vilayetinin Ardahan kazasına bağlı bir nahiyeydi ve nahiye sınırları içinde 26 köy vardı. Hanak nahiyesinin köyleri arasında Aşağı Hanak, Orta Hanak ve Yukarı Hanak da yer alıyordu (3:30; 759-760). 1959 yılında Yukarı Hanak köyünün adı Avcılar (bugün Hanak’ın bir mahallesi) olarak değiştirildi (11:782). Bunun sonucunda Orta Hanak ile Aşağı Hanak’ın bugünkü Hanak kasabasını oluşturduğu, Yukarı Hanak’ın ise köy olarak kaldığı anlaşılmaktadır. Bu sırada Hanak bucağı da ilçeye dönüştürüldü. Hanak ilçesi 1992’de il statüsü kazanan Ardahan’a bağlanırken, Hanak kasabası da bu ilçenin merkezi olarak kaldı.

TARİHSEL YAPILAR
Eski üç köyün yerini alan bugünkü Hanak kasabasında köy kiliseleri olduğu bilinmektedir. Bunlardan biri Hanak kasabasının merkezinde bulunuyordu. Kilisenin bulunduğu yerde günümüzde 1953 yılında inşa edilmiş bir cami yer almaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli’nin verdiği bilgiye göre, bugünkü Hanak kasabasını oluşturan köylerin sınırları içinde 1917 yılında beş kilise daha vardı. İkinci kilise ise, Hanak kasabasının 1 km batısında, bir düzlükte bulunuyordu. İki kiliseden de geriye bugüne bir şey kalmamıştır (12:211).

Bugün Sevimli adını taşıyan eski Veli köyündeki Veli Kalesi (Velistsihe). Fotoğraf: Buba Kudava,  Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), Tiflis, 2018.

Hanak ilçesi sınırları içinde ise, çok sayıda kilise ve kale kalıntısı vardır. Nakalakevi Manastırı bugün Çayağzı adını taşıyan eski Büyük Nakalakevi köyünde yer alır. Eski Veli (bugün Sevimli) köyünde Vaftizci Yahya’ya adanmış olan kilise 954 yılında inşa edilmiş tek nefli bir yapıdır. Köyde iki adet de kale kilisesi vardır. Eski Eruşeti (bugün Oğuzyolu) köyündeki piskoposluk kilisesi 4. yüzyılda inşa edilmiştir ve burası Gürcü Kilisesi’nin en eski merkezlerinden biridir. Ayrıca Ahalşeni (bugün Sazlıçayır), Berki, Geci (bugün Geçköy), Guguba (bugün Binbaşak), Vardosani (bugün Yamaçyolu), Verana Nakalakevi (bugün Çavdarlı), Yukarı Tikani (bugün Baştoklu), Yukarı Tsurmani (bugün Yukarıaydere), Maçveti (bugün Yamçılı), Mglinavi (bugün Çayağzı), Çihireti (bugün Yünbüken), Danidani (bugün Serinkuyu), Piklobi (bugün İncedere), Kerkedeni (bugün Güneşgören), Komki (bugün Arıkonak), Şavtsihe (bugün Karakale), Çimliçayır, Çoti (bugün Çatköy), Hoşureti (bugün Dilekdere) gibi köylerde çok sayıda kilise ve kale vardır. Bunların bir kısmı büyük ölçüde yıkılmış ya da tamamen ortadan kalkmış, bir kısmı da yarı harabe biçimde günümüze ulaşmıştır.

KAYNAKÇA:
1. ^  Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan (Osmanlıca ve Gürcüce), (Yayımlayan) Sergi Cikia, Tiflis, 1941-1958, 3 cilt.
2. ^ Defter-i Caba-i Eyalet-i Çıldır 1694-1732 (Gürcüce ve Osmanlıca), (Yayıma hazırlayan) Tsisana Abuladze, Tiflis, 1979.
3. ^ Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928.
4. ^ “Ardahan kazası (1886 Yılı)” (Rusça).
5. ^  Candan Badem, Çarlık Yönetiminde Kars, Ardahan, Artvin, İstanbul, 2018.
6. ^ 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul, 1937.
7. ^ 1960 Genel Nüfus Sayıyım, Ankara, 1963.
8. ^ Veli Ünsal, “Urartu Krallığı’nın Kuzeybatı Seferleri”.
9. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, Tiflis, 2018.
10. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt.
11. ^ Köylerimiz, (Yayımlayan) İçişleri Bakanlığı, Ankara, 1968.
12. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, Tiflis, 2018.

Yorum bırakın

WordPress.com ile böyle bir site tasarlayın
Başlayın
search previous next tag category expand menu location phone mail time cart zoom edit close