GÜRCÜBEY (Gürcüce: გურჯიბეგი; okunuşu: Gurcibegi), tarihsel Tao-Klarceti’nin bir parçası olan Artaani bölgesindeki yerleşim yerlerinden biridir. Günümüzde Ardahan‘ın merkez ilçesinde yer alır ve adı Tepesuyu olarak değiştirilmiştir.
Gürcübey köyü, Ardahan kentinin 4 km güneydoğusunda yer alır. Çevresinde Kocaköy, Sapkara (Gürçayır) ve Yaylacık köyleri bulunmaktadır.
KÖYÜN ADI
Bugün Tepesuyu adını taşıyan köyün bilinen en eski adı Gürcübey’dir. Gürcüceye Gurcibegi biçiminde giren köyün adı, erken dönemde Türkçe Gurcibeg / Gurcibek biçiminde (كورجیبك) yazılmıştır (1:I.457). 93 Harbi’nde (1877-1878) bu köyün de bulunduğu bölgeyi ele geçiren Ruslar da 1886 nüfus sayımında köyü aynı biçimde Gurcibek (Гюрджибек) olarak kaydetmiştir (2). Yakın dönemde ise, köyün adı Gurci Bek / Gurci Beg (كورجی بك), Gürcübey olarak kaydedilmiştir (3:759; 4:152).
Tao-Klarceti köylerin eski adlarının bir kısmı kişi adlarından gelmektedir. Bu köyün adının da bir Gürcü beyden geldiği sanılır. Nitekim Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli köyün adının bir Gürcü “aznaur”dan (bey) geldiğini belirtilmiştir (5).

DEMOGRAFİ
Gürcübey köyünün en erken tarihli nüfusu 1595 tarihli Osmanlı tahrir defterinden tespit edilebilir. Bu deftere göre Gürcübey, Gurcibeg-i Süfla (كورجی بك سفلا) ve Küçük Gurci Beg (كوچك كورجی بك) olmak üzere iki ayrı köyden oluşuyordu. Aşağı Gürcübey (Gurcibeg-i Süfla) köyünde 30 hane yaşarken, kısaca Gürcübey de denilen Küçük Gürcübey köyü o tarihte boşalmıştı (1:III.522). Hane başına 5-8 kişi düştüğü kabul edilirse, Gürcübey köyünün 16. yüzyılın sonlarında 150-240 arasında bir nüfus barındırdığı söylenebilir. Söz konusu tahrir defterinde vergi yükümlüsü olarak İaza, Sadun, Gogiça, Bala, Vardzel, Gulabi, Kuzan, Avgaroz, Batata, İvane, Gogita, Kaimaroz, Şota gibi erkek adları kaydedilmiştir. 30 haneden de ispenç vergisi alınması, köyün tamamen Hıristiyan nüfusa sahip olduğunu göstermektedir (1:II.448).
93 Harbi’nde (1877-1878) Tao-Klarceti bölgesini ele geçiren Ruslar, 1886 tarihinde ilk kez bu bölgede kadın ve erkek nüfusunu birlikte tespit etmiştir. Bu tespite göre köyde sadece 59 kişi yaşıyordu ve nüfusun tamamı Kürtlerden oluşuyordu (2). Bu kayıtlar esas alındığında köyün 16. yüzyılın sonundaki Müslüman olmayan nüfusunun Osmanlı idaresinde Kürtleşmesi söz konusu olamayacağı için Gürcübey köyünün nüfusunun etnik yapısının tamamen değiştiği söylenebilir. Gürcübey’in nüfusu Rus idaresi sırasında artmış, 1896’da 100, 1906’da 165 kişiye ulaşmıştır (6:111). Birinci Dünya Savaşı’nda Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli, Gürcübey’in nüfusunun Müslüman Gürcülerden oluştuğunu yazmıştır (5).
Gürcübey’in nüfusu 20. yüzyılın ilk yarısında da artışını sürdürmüş, 1935 yılında 185 kişiye, 1960 yılında ise 396 kişiye ulaşmıştır (7;8).
TARİHÇE
Tarihsel Tao-Klarceti bölgesinde yer alan Gürcübey köyünün kuruluşuna ilişkin bilgi yoktur. Bununla birlikte köyde varlığı bilinen kilise ve geç ortaçağda adının kayıtlarda geçmesi Gürcübey’in eski bir yerleşme olduğunu göstermektedir. Bulunduğu bölge itibarıyla erken ortaçağda Gürcistan Krallığı sınırları içinde kalan köy, 11. yüzyılda Büyük Selçuklu hakimiyetine girdi. Daha sonra uzun süre yeniden birleşik Gürcistan Krallığı ve Gürcü atabeglerin yönetimindeki Samtshe-Saatabago (1268-1625) sınırları içinde kaldı. 16. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlılar köyü ele geçirdi. Yeni kurulan Çıldır Eyaleti’ine bağlanan Gürcübey, bu dönemde Ardahan-i Büzürg (Büyük Ardahan) sancağının Kuzey nahiyesinin bir köyüydü (1:I.457).
Yaklaşık üç yüzyıl Osmanlı egemenliğinde kalan Gürcübey köyünü 93 Harbi’nde Çarlık Rusyası ele geçirdi. Rus idaresi sırasında Gürcübey Kars oblastında Ardahan sancağının (okrug) Ardahan kazasına (uçastok) bağlı bir köydü (2). Gürcübey köyü Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı-Rus çatışmasından en çok zarar gören köylerden biri oldu. Nitekim bu savaşın sonlarına doğru Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı Konstantine Martvileli, 1914’te Rusların Gürcübey köyünü yerle bir ettiğini ve köyün beş yüz yıl önce terk edilmiş bir köye dönmüş olduğunu yazmıştır. Martvileli köyde yaşayan Müslüman Gürcülerin kiminin kaçtığını, kimini de Rus ordusunun katlettiğini belirtmiştir (5).
Gürcübey, Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Rus idaresinin son bulmasının ardından bir süre bağımsız Gürcistan’ın sınırları içinde kaldı. Kızıl Ordu’nun Gürcistan’ı işgal etmesinin hemen sonrasında Sovyet Rusya ile Ankara Hükümeti arasında 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması’yla Türkiye’ye bırakıldı (9:II.41).
Gürcübey, 1928’de Kars ilinde Ardahan ilçesinin merkez nahiyesine bağlı bir köydü (3:762). Köy 1955 genel nüfus sayımında “Gürcübey”, 1960 genel nüfus sayımında ise “Tepesuyu (Gürcübey)” olarak geçer. 1960 yılından kısa bir süre önce adının Tepesuyu olarak değiştirilmiş olduğu bu kayıtlardan anlaşılmaktadır. Tepesuyu, Ardahan’ın 1992 yılında il olmasından sonra bu ilin merkez kazasına bağlı köy haline gelmiştir.
TARİHSEL YAPILAR
Gürcübey köyünde bilinen tek tarihsel yapı Gürcübey Kilisesi’dir. Bir köy kilisesi olan yapı, köyün merkezinin 1,5 km güneydoğusunda “Nakomlari” olarak bilinen yerde yer alır. Eski yerleşim yeri anlamına gelen Nakomlari, Osmanlıların köyü ele geçirdiğinde Küçük Gürcübey olarak kaydedilmiş olan köy olmalıdır. Bu kiliseden günümüze sadece yıkıntılar ulaşmıştır (10:196).
KAYNAKÇA:
1. ^ Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan (Gürcüce ve Osmanlıca), (Yayımlayan) Sergi Cikia, Tiflis, 1941-1958, 3 cilt.
2. ^ “Ardahan kazası (1886 Yılı)” (Rusça).
3. ^ Son Teşkilat-i Mülkiyede Köylerimizin Adları (Osmanlıca), İstanbul, 1928.
4. ^ 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul, 1937.
5 ^ Konstantine Martvileli, “Ardahan Bölgesinde”, Sakartvelo gazetesi, 9 Ekim 1917, sayı. 219.
6. ^ Candan Badem, Çarlık Yönetiminde Kars, Ardahan, Artvin, İstanbul, 2018.
7. ^ 1935 Genel Nüfus Sayımı, İstanbul, 1937.
8. ^ 1960 Genel Nüfus Sayımı, Ankara, 1963.
9. ^ Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, İstanbul, 1934, 2. cilt.
10. ^ Tao-Klarceti – Tarihsel ve Kültürel Anıtlar Kataloğu (Gürcüce), (Editör) Buba Kudava, (Yazarlar) Nestan Bagauri, Zurab Batiaşvili, İrma Beridze, Buba Kudava, Nikoloz Jğenti, Goça Saitidze, Natia Hizanişvili, Tiflis, 2018.